Aydın’ın Köşk ilçesinde bataklığa 300 milyon TL yatırımla Türkiye’nin seracılıkta jeotermalle ısıtılan ilk entegre tesisi olan MB Holding’e ait Sultan Sera ekonomide örnek oldu.
MB Holding, Türkiye’nin ilk jeotermal entegre tesisi olan Sultan Sera’yı kurduğu bataklık halindeki tarıma elverişsiz araziyi ekonomiye kazandırarak jeotermalin tarımda da kullanılmasının önünü açtı. Hollanda İnovasyon Bakanlığı’nın desteğiyle kurulan Sultan Sera’nın, seracılıkta jeotermalle ısıtılan ilk entegre tesis olduğunu ve bu yönüyle Türkiye’ye örnek teşkil ettiğini dile getiren Sultan Sera A.Ş. Genel Müdürü Neslihan Budaklı, “Topraksız tarım metoduyla salkım domates üretimine 2012’de başlayan MB Holding, olarak Jeotermal enerjinin konforu ve biyolojik mücadelenin getirdiği sağlıklı üretim metoduyla Türkiye’nin teknolojik ve en yüksek serasında üretim yapmaktayız.” dedi.
Jeotermal Avantaj
Köşk İlçesine bağlı Yavuzköy Mahallesi’nde, çevreye rahatsızlık veren bataklığa 2008 yılında 300 milyon liralık yatırımla Sultan Sera’yı kuran MB Holding, topraksız tarım metoduyla salkım domates üretimine 2012’de başladı. Türkiye’nin en modern serasında geçen yıl üretilen 160 ton domates, yurtdışına ihraç edildi. Bataklık halindeki tarıma elverişsiz araziyi, örnek projeyle ekonomiye kazandırdıklarını belirten Budaklı; “Sultan Sera’da jeotermal ısıtmalı teknolojik cam serası ile Aydın’da topraksız domates üretimi yapıyoruz. Daha önce bataklık halinde olan ve ekonomiye hiçbir katkısı olmayan arazi üzerinde yatırımı yaptık. Atıl durumdaki araziyi bu yatırımla ekonomiye kazandırırken, seranın ısıtılmasında elektrik üretimi sonrasında arta kalan atık jeotermal enerjiyi kullandık. Böylece tarıma elverişli arazileri de amacına uygun korumuş olduk. Tesis yatırımları için tarıma elverişli olmayan atıl durumdaki arazilerden seçilmelidir.” dedi.
İleri Tarım Uygulamaları
Budaklı, “İleri tarım uygulamaları sayesinde artık en verimsiz arazilerde bile üretim yapılabiliyor. Üstelik yetiştirilen ürünler kış şartlarından hiç etkilenmiyor. Jeotermal enerjinin konforu ve biyolojik mücadelenin getirdiği sağlıklı üretim metoduyla Türkiye’nin teknolojik ve en yüksek serasında üretim yapmaktayız. 40 dönüm arazide 11 ay boyunca üretimde kullandığımız domates fideleri yılsonunda 17 metreye kadar uzuyor. Her hafta bir salkım hasat ediyoruz. Hasat edilen salkımlar yaklaşık 650 – 700 gr. civarında oluyor. Seranın iklimlendirilmesinden domateslerin paketlenmesine kadar her şey el değmeden yapılıyor. Serada son teknoloji kullanılıyor. Toplanan domatesler insansız araçlarla paketlemeye götürülüyor. Olumsuz hava şartları nedeniyle iç pazarda artan talep nedeniyle şu an İstanbul’daki zincir marketler için üretim yapıyoruz. Yurtdışı ihracatımız ise AB ülkelerine, Rusya’ya ve Körfez ülkelerine mevcut.”
Sezon Rekoru Kırdı
Sezon rekorunu da kırdıklarını ifade eden Budaklı; “Sultan Sera A.Ş., teknoloji ve bilgi kapasitelerini birleştirerek sezonun rekor üretim kapasitesine ulaştı. Jeotermal ısıtmalı teknolojik cam serası ile topraksız üretimde beşinci sezonu olan Sultan Sera, salkım domates yetiştiriciliğinde 2015 – 2016 yılının kışlık sezon rekoruna ulaştı. Tarıma elverişsiz arazileri, topraksız tarım metoduyla ekonomiye kazandıran ve ülkemizin doğal kaynaklarını en etkin şekilde kullanmak konusunda örnek bir proje olarak gösterilen seramızda üretimin yüzde 90’ını kadınlar yapıyor. Refah seviyesinin yükseltilmesi ve kalkınmanın sürdürülebilmesi bakımından üretimde kadın istihdamı bizim için çok önemli. Şirket olarak özellikle kadın istihdamının üzerinde durmaktayız. Köşk başta olmak üzere civar köylere istihdam imkânı sağladık. Başarımızı kadınlarımız taçlandırdı.”
Sultan Sera Bir Eğitim Merkezi Oldu
Teknik donanımlarının, üniversitelerin eğitim ve öğretimi için uygun bir ortam sağlaması, Sultan Sera çalışanları açısından mesleki gelişim amaçlı eğitimlerin yanında teşvik edici bir çalışma ortamı sunduğunu ileten Budaklı; “Adeta bir eğitim merkezi haline getirdiğimiz seramızda, kalifiyeli sera çalışanları yetiştirmenin yanı sıra çevre halkına zaman zaman bilgilendirmeler yaparak seracılığın önemini anlatmayı kendimize görev biliyoruz. Başarıların timsali haline gelen Sultan Sera çalışanların çok büyük kısmının bayan olmasıyla da emeğe dayalı kadın gücünün bölgede simgesi haline gelmeyi başardı. Başarımızı bir üst noktaya taşıyan emeği geçen tüm ekip arkadaşlarımıza teşekkür ederiz.” dedi.
Başarının Anahtarı: Teknolojik Altyapı ve Model Üretim Teknikleri
Biyolojik mücadele tekniği kullanarak tarımda organik beslenmeyi hedeflediklerini ve bu kapsamda sezonu oldukça hareketli geçirdiklerini söyleyen Neslihan Budaklı; “İşletmemizde gerçekleşen her türlü üretim, proses kalite sistemlerine göre sürdürülmekte ve belgelenmektedir. Bu yıl yürütülen üretim disiplinimiz ve satış stratejimiz büyük bir başarı yakalamamızı sağladı. Salkımda yakalanan kalite ve tonaj etkisi pazarlama gücümüzü artırdığı gibi satış rakamları anlamında da geçmiş yıllara göre üstünlük yakaladığımız bir yıl oldu. Gerçekleştirdiğimiz satışlar ve müşteri memnuniyetleri bizlere bir motivasyon kaynağı ve başarı hikayesi olarak geri döndü. Bu başarının temelinde; Sultan Sera’nın ileri düzeydeki teknolojik altyapısı ve son model üretim teknikleri yatmaktadır. Sadece bilgiye sahip olmak veya sadece ileri teknolojik bir seraya sahip olmak bunun için yeterli olmayıp, bu iki parametrenin kusursuz bir şekilde bir araya gelerek titiz bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Başarımızda emeği büyük olan ve bizlere her zaman en büyük desteği veren MB Holding Onursal Başkanımız Sayın Muharrem Balat ve ekibine çok teşekkür ediyoruz.” dedi.
Türkiye’ye Örnek Oldu
MB Holding Onursal Başkanı Muharrem Balat ise elektrik elde etmek için jeotermal suya kışın daha az ihtiyaç duyulduğunu, soğuk havada daha çok enerji üretildiğini belirterek; “Enerjinin arttığı dönemde bir miktar suyumuzu serayı ısıtıp geri alma yöntemini seçtik. Bir de sera kurduk. Serayı da, Aydın’ın batak bir bölgesi vardı. Orası batak, hiçbir bitki yetişmiyor. Hayvanlar batıyor. Gelip vinçle kurtarıyorlardı oraya çöken hayvanları. Orayı kurutarak o bölgeyi güzel bir modern sera yaptık. 40 dönümlük bir sera. Bu gayet modern bir sera. Hiç ilaç kullanmadan mikrop öldürücü ilaçlar, biyolojik bir yetiştirme meydana getirdik ki oranın da yetiştirdiği ürünü Avrupa hiç sorunsuz olarak ithal etmeye başladı. Ondan sonra Rusya bizim seradan ilk aldığı domatesi bizim seradan güvenerek aldı. Bu şekilde güzel bir örnek oldu Türkiye’ye.” dedi.